İnsülin direnci vücutta yanlış giden bir şeylerin olduğuna işaret eden bir göstergedir. Sorunun çözümü de insülin direncini tedavi etmek değil işaret ettiği sorunları ortadan kaldırmak olmalıdır.
İnsülin direnci hastalık değil, Alarmdır!
İnsülin, pankreastan salgılanan, besinlerle alınan enerjiyi, yani kandaki şekeri alarak hücrenin kapısına kadar götüren hormondur. Bu hormon hücre çeperindeki insülin reseptörlerine bağlanır ve kan şekerini enerji olarak kullanılmak üzere hücre içine bırakır.
İnsülin direnci de kapıdaki, insülini hücre içine alacak reseptörlerin işlevlerini yerine getirememesi yani hücrenin kapılarını insüline açamaması durumudur. İnsülin kandaki şekeri hücre içine sokamadıkça pankreas daha fazla insülin üretimiyle bu sorunu gidermeye çalışır, bu durumda da kandaki şeker miktarı da insülin miktarı da yükselir.
Bu belirtilerden bir kaçı varsa insülin direncinden şüphelenmeli ve bir an önce yaşam şeklinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Şeker hastalığı, inme, kalp damar hastalıkları, ateroskleroz, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, lipid yükseklikleri, polikistik over hastalığı gibi birçok hastalığa sebep olmaktadır. Bunun yanında Alzheimer ve bir çok kanser çeşidi için de önemli bir risk unsurudur.
İnsülin direncini tedavi etmek değil, insülin direncine sebebiyet veren nedenleri ortadan kaldırmak doğru yaklaşımdır.
Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi hayatın bir parçası haline getirmek, ufak ufak günlük egzersizi arttırmak ve stresten kaçmak bu sorunun çözülmesini sağlayacak asıl yaklaşımdır. “Bunlarla birlikte” hekiminiz “gerekli görürse” ilaç desteği de kullanılabilir.
İnsülin Direncinin Kilo ile İlişkisi
İnsülin ve kilo ilişkisi kısır döngü olarak düşünülebilir.
Yağlanma ve kilo artışı –> insülin direnci –> yağlanma ve kilo artışı / kilo verememe
İnsülin anabolik bir hormon yani bir yapım hormonudur, fazla salınımı yağlanmayı arttırır. Vücutta ve özellikle bel çevresinde yağlanma ve kilo artışı insülin direncine sebep olurken, kilo vermek insülin direncini ortadan kaldırır ancak insülin direnci de yağlanmayı arttırır ve kilo vermeyi zorlaştırır. Bu nedenle yaşam şeklinin bir bütün olarak düzeltilmesi önemlidir.
Şu besinleri yeme, bu besinler insülin direncine sebep olur gibi bir tavırdan ziyade, tedavide söylediğimiz sağlıklı ve dengeli beslenme; vücudun ihtiyaçlarını tam ve doğru şekilde karşılayacak ve bir çok hastalık için risk unsuru oluşturan insülin direnci sorununun çözülmesini sağlayacaktır.
3 ana öğün – 3 ara öğün gibi bir beslenme modeli uygulayabileceğiniz gibi, 8-12 saat aralıklı ( intermittent fasting) günde 2 öğün beslenme modeli de bu sorunun çözümünü sunabilir, bu konuda kesinlikle bir uzmandan yardım almanızı öneririm.
Eğer glutensiz bir beslenme modeli uyguluyor ve tahıllara mesafeliyseniz buğday, çavdar, arpa, pirinç vb. tahıllar yerine karbonhidrat kaynağı olarak meyve, sebze ve kuru baklagilleri kullanabilirsiniz, bu da doğal ve sağlıklı tercih olacaktır.
Karbonhidrat tüketimi, protein veya yağlarla birlikte olmalıdır. Ara öğünde mandalinanın yanına süt içebilir, elmanın üstüne “şekersiz / ev yapımı” fıstık ezmesi sürebilir ve keyifle yiyebilirsiniz.
İnsülin direncinin bir hastalık değil bir işaret olduğunu unutmayın ve gerekli düzenlemeleri bu bilgi üzerinden yapın.
Sağlıklı beslenme ve sağlıklı bir hayata başlamak için buraya tıklayarak iletişim sayfamdan bana ulaşabilirsiniz.
Sağlıklı günler..
Sevgiler.
Web sitesinin hosting süresi doldu ve yakında yayından kalkacaktır. Web tasarım sorumlunuzla iletişim kurarak hosting süresini uzatabilirsiniz.